Abrakadabra “Söylediğim gibi yaratacağım.”
Düşündüğünüzü yapmak için sihirli cümlelere ihtiyacınız yok. Geçerli bir sisteme ve taktiğe ihtiyacınız var. Bir tarza.. Bir felsefeye… Düşün, Konuş ve Yap.
Think…
Düşünmek zorundayız. Düşünmek ve yapmak, lakin önce düşünmek. Düşüncelerimiz arzuladığımız hedef hakkında bir şablon oluşturmamızı sağlar. Oluşturduğumuz fikrin iskeleti istişare ile şekillenecek ve hayata geçmeye hazır hale gelecektir. Hedef insanı motive eder ve olumsuz koşullar karşısında dayanak olur. Ticaret insanı, siyaset insanı ya da bilim insanı olmak isteyebiliriz. Çocukluğumuzda bu konular hakkında hiç bilgilendirilmemiş olabiliriz. Zeki insanlar yollarını kendileri çizerler. Zeki insanlar öngörü sahibidir. Yetiştiğimiz çevre, ailemiz, okuduğumuz okullar geleceğimizi hatta hayal gücümüzü olumsuz yönde etkilemiş olabilir. Önce düşünmeli ve planlamalı. Hedef koymalı. Ne için savaşacağım?
Hayata karşı geleceği hakkında duruşunu belirlemiş bir girişimci kısa ve uzun vadeli hedeflerini koymuş ve bu konuda düşünüyor olmalı.
Talk…
Konuşmak zorundayız. Düşündüklerimizi paylaşmak istişare etmek lazım gelir. Aklı selim vizyoner ve tecrübe sahibi dostlarla fikri paylaşmalıyız. Bu yeni bir iş, yapılması gereken bir organizasyon ya da katılmamız gereken bir topluluk, STK hatta siyasi parti olabilir. Mutlaka eklenecek ve çıkartılacaklar vardır. İyi yontulmuş oduna heykel derler. Kısa veya uzun vadeli yapmak istediklerimiz hakkında istişare halinde bulunmak mutlaka yeni kapıları ve fikirleri açar. Girişimciye çevre ve vizyon katar.
Do…
Yapmak zorundayız. Kendimize, milletimize, ailemize, çevremize daha iyisini verebilmek için yapmak zorundayız. Girişimci katkı sağlayandır. Geliştiren, üretendir. Fikirlerimizi kurgulayıp geliştirdikten sonra “Girişmek” zorundayız. Tasarlanan, istişare edilip olgunlaştırılan fikri hayata geçirmek için bir yerinden tutmak ve başlamak gerekir. Bireysel ya da içinde bulunduğumuz topluluk adına yapmak zorundayız.
Faruk KURUCAN